Galatasaray Lisesi’nin önü, emo’ların toplandığı yerlerin başında.
Emo’larla Röportaj
Herkes bir gruba dahil olarak kendini tanımlama ihtiyacı içinde. Yaşları 14-20 arasında değişen, saçlarını tek gözlerini kapayacak şekilde tarayan, dar pantolonlar giyen emo’lar da aynı dürtüyle hareket ediyor. En büyük şikâyetleri ise her kötü olayın kendilerine mal edilmesi. Geçen hafta annesini satırla öldüren M.F. de emo olarak anılmıştı..
“Ne zaman otobüse binsem yan koltuğum boş kalır, kimse oturmak istemez,” diyor biri. Diğeri “Yolda yürürken garip garip bakıyorlar, laf atıyorlar, sirkte mi çalışıyorsun diyen bile var,” diye yakınıyor. Kuşkusuz dış görünüşleri sıra dışı; davranışları, hatta bakışları da adeta “Ben farklıyım,” demek istiyor. Çünkü onlar birer ‘emo’. Dar pantolon giyiyorlar, saçlarını yüzlerinin yarısını kapatacak şekilde itinayla tarıyorlar, gözlerini koyu renk boyuyorlar… Emo, İngilizce ‘emotional’ (duygusal) kelimesinden geldiği için, bu akımı benimseyenlerin de hisli gençler olması gerekiyor. İstanbul’da çoğunlukla İstiklal Caddesi’nde Galatasaray Lisesi civarlarında veya Kadıköy’de Rexx Sineması önünde toplanıyorlar. Geçtiğimiz perşembe akşamı Galatasaray Lisesi’nde Hayko Cepkin konseri vardı. Pek çoğu sıkı bir Hayko Cepkin hayranı olduğu için lisenin önünde toplanmışlardı. Kızlardan biri elinde saç spreyi, diğerinin saçlarını yerçekimine karşı koymaya zorluyordu. Bir ton sprey arasında boğulsak da, biz de konser hazırlığına dahil olduk. Daha saçları kabartılması gereken çok kişi vardı! Caddenin ortasında gelip geçenlerin bakışları, hatta “Film mi çekilecek burada?” soruları arasında artık herkes geceye hazırdı. Bu arada çoğunun yaşları 18′i geçmediği için gece gezmelerine çok da dahil olamadıklarını anlatıyorlar.
İMAJ DÜNYASI…
Konuştuğumuz erkeklerin hepsi, emo olmadıklarını üstüne basa basa söylüyor. “Çünkü emo’lar biseksüel olur,” diyorlar. Biseksüel olarak anılmaktan çekiniyorlar. Kızlar ise tam bir emo olduklarını söylüyor; çünkü onlar için biseksüellik kuralı yokmuş. Bunun üzerine Ramazan Yılmaz araya giriyor: “Kızlardan emo olmaz. Çünkü emo’luk erkeklere özgüdür, biseksüel erkeklere…” Neslim Irmak Kongur ise “Öyle bir şey yok, ben emo’yum işte!” diyor. Özellikle İstanbul’da birkaç yıldır çoğalan emo’lar, dünyada 1985 yılında ortaya çıktı ve 2000′lerin başında da bir alt kültür olarak yayılmaya başladı. İlk çıkışı aynı isimli müzik türüyle oldu. Hardcore punk olarak tanımlanan bu müzik türünün sözleri, kalp kırıklığı, terk edilme, ayrılık acısıyla dolu. Ama Türk emo’lar bu müzik türünün biraz ‘dinlenmesi zor’ olduğu fikrinde. O yüzden Hayko Cepkin, Şebnem Ferah dinliyorlar. Emre Aydın sevenler bile var… Zaten Türk emo’ların çoğu, bu kültürün tarihi hakkında pek fikir sahibi değil. İş biraz, imaj kısmında kalmış gibi… Emo kid olarak da tanımlanan emo’lar, kimine göre ise bir grup ‘zibidi’. TIME‘ın haberine göre geçenlerde Mexico City’de ‘anti-emo’ grupları, emo’lara saldırdı. Türkiye’de böyle bir durum yok. Ama Facebook’ta ‘Emosuz Bi Taksim İstiyoruz!’ adıyla bir grup kurulmuş ve 4 bin 721 üyesi var. Bu arada hazır olun, milyonda bir ihtimal de olsa, Galatasaray’dan geçerken sizden 1 YTL isteyebilirler.
10 adımda emo kültürü
1. Yaşları 14-20 arasında.
2. En önemli kural saçlar. Saçlar tek gözü kapatacak şekilde öne doğru taranmalı ve spreylenmeli. Kısa saçlı veya kel bir emo olamaz.
3. Dar pantolon giyilmeli. Damalı olanları makbul.
4. Ayakkabılar Vans veya Converse olmalı.
5. Gözler koyu renk far sürerek boyanmalı. Mor ve kırmızıya yakın farlar da aynı puslu bakışı vermek için ideal.
6. Soluk benizliler emo’luk konusunda daha şanslı.
7. Renkli oje sürülmeli.
8. Hüzünlü ve dertli bir intiba uyandırmak gerek. Her an ağlayacakmış gibi bir bakış da cabası.
9. İyi bir emo, zayıf olur. Öyle hassastır ki, yemez içmez. Aralarında hiç et yemeyen de var.
10. Yere, kaldırıma oturulur.
Satanist değiliz
Emo kültürü hakkında konuştuğumuz gençlerin hepsi, satanist olarak görülmekten şikâyetçi. “Biz simsiyah bile giyinmiyoruz, neden böyle yapıyorlar ki?” diyorlar. Çoğunun din, inanç konusunda da çok fikri yok. “Her türlü kötü olay niye bize mal ediliyor?” diye yakınıyorlar. Örneğin geçen hafta Bursa’da annesini satırla parçalayıp öldüren 17 yaşındaki M.F. satanist ve emo olarak adlandırılmıştı. M.F. ifadesinde “Satanist değil, ateistim,” demişti.
Beyoğlu’na gide gele öğrendim
Ramazan Yılmaz (17)..
“İki buçuk yıldır bu tarza sahibim. Beyoğlu’na gelmeye başlamamla birlikle bu tarzı tanıdım. Bağcılar’da oturuyorum. O zamanlar o kadar da yoktu zaten. Yaygın kanının aksine simsiyah giyinmiyoruz. Metalciler simsiyah giyinir. Biz renkli giyiniriz. Biraz punk’a kaçar ama tam punk da değil…”
Bugün en az 10 kişi laf attı
Can Akıncı (15)..
“Aslında ben emo değil, punkçıyım. Emo’lar biseksüel olur; onlar için cinsiyet önemli değildir. İki yıldır böyle giyiniyorum. İnternette resimleri gördüm ve hoşuma gitti. Emoturkiye. com’a giriyorum. Annem giyimimi normal karşılıyor ama babam sert çıkıyor. Zaten ben de annemle yaşıyorum. Okumuyorum, okulu bıraktım. Gitar çalıyorum ve müzisyen olup grup kurmak istiyorum. Yolda yürürken insanlar beni garip karşılıyor. İstiklal Caddesi’nin başından aşağı kadar en az 10 kişi dönüp ‘İbne,’ dedi. ‘Kız mısın, erkek misin belli değil,’ diyorlar. Bu da sinirlerimi bozuyor. Yine de vazgeçmiyorum. Çünkü hoşuma gidiyor. Onlar gibi takılmak zorunda değilim. Onlar bizim gibi takılsın. Farklı olan ben değilim, onlar. Makyaj yaptığım için satanist diyen de çok.”
Tarzımı böyle yansıtıyorum
Aybüke Özkan (17)..
Ben bir emo’yum. Emo duygusaldır, hep ağlayandır. Ben de hep ağlarım. Çünkü sorunlar olur. Cibali Lisesi’nde okuyorum. Tarzımı yansıtmak için saçlarımı böyle tarıyorum. Punk var, gotik var, rock var… Emo’lar da kendini farklı kılmak için böyle yapıyor.”
Babam tarzımı beğenmiyor
Neslim Irmak Kongur (15)..
“İstiklal Caddesi’nde oturuyorum. O yüzden hep buradayım. En çok Cafe Karınca ve Klan’a gidiyoruz. Ailemle yaşıyorum ve onlar ilk başta böyle giyinmeme çok tepki verdi. Sonra alıştılar. Babam beğenmiyor ve istemiyor. Ama annem bu konuda yardımcı oluyor. Onunla alışverişe gidebiliyorum. Beyoğlu’ndaki pasajlardan, Köstebek’ten alışveriş yapıyoruz. Tüm emo’lar gibi sevincimi, üzüntümü anında gösteririm. Ama içime kapanık değilim. Moda tasarımcısı olmak istiyorum. Pera Güzel Sanatlar Lisesi’ne gideceğim. Sonra kendime modaevi açmak |